21 Temmuz 2016 Perşembe

Aziz Sancar ve Nobel Öyküsü

Herkese merhabalar :) Benim hayattaki en büyük rahatsızlıklarımdan biri: Bilimle alakalı bir kitap ya da makale okurken Türk bilim insanlarının isimleriyle karşılaşmamam.Bundan ırkçı olduğum kanaatine varılmasını istemem aksine hayatta en çok karşı çıktığım şeylerden biri ırkçılıktır.Hiçbir insan ırkından dolayı başka bir insana üstün olamaz.Fakat kitaplarda ya da büyük buluşlarda Türk bilim insanlarının adlarıyla karşılaşmak benim gibi daha bu yolun çok başında olan bireylere büyük bir umut timsali olmaktadır.İşte tam bu sebepten ötürü Aziz Sancar’ın 2015 yılında Nobel Ödülünü alması beni çok mutlu etti.Burdan -her ne kadar %99 ihtimal okumayacak olsa da- Aziz Sancar’a büyük buluşlarından ayrıca bize de bir örnek ve umut olduğu için çok teşekkür ediyorum.

Aziz Sancar’a ülkemizde gösterilen ilgi de beni ayrıca mutlu etti.Fakat Aziz Sancar ve nobeli konusunda beni üzen 2 tane nokta var.Birincisi, Aziz Sancar’ın onu Nobel’e götüren araştırmalarını Amerika’da yapmış olması.Bu konuda kesinlikle Aziz Sancar’ı suçlamıyorum çünkü ülkemizde doktora ya da doktora sonrası çalışmalara -maalesef- ne kadar az fon yatırıldığını biliyor ve bu konunun en yakın zamanda daha iyi hale gelmesini ve ülkemizde de bu sayede çok güzel çalışmalar yapılmasını umuyorum.İkinci nokta ise, ülkemizdeki çoğu insan Aziz Sancar’ı tanırken onun çalışmalarını bilen çok az insanın olması.Bu yüzden bu yazı dizisinde (yazı dizisi diyorum çünkü Aziz Sancar’ın o kadar çok araştırması ve büyük buluşu var ki bunları bir yazıya sığdırmak imkansız) Aziz Sancar’ı adım adım Nobel’e götüren araştırmalarından ve buluşmalarından bahsedeceğim.Bu uzun girişle sizleri sıktıysam affınıza sığınıyorum ve hepinize keyifli okumalar diliyorum.


Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki Aziz Sancar birçok araştırma ve büyük buluş yaptı demiştim ya bu araştırmaların büyük bir ortak noktası var: hepsi DNA onarım mekanizmasıyla ilişkili.Şimdi öncelikle DNA nasıl hasara uğruyor ona bakalım.


DNA hasarı bilimsel adıyla mutasyon nasıl oluşur?
DNA bizim genetik materyalimizdir ve transkripsiyon (DNA’dan mRNA yani mesajcı RNA oluşması olayı) ve translasyon (mRNA’dan protein oluşması olayı) olaylarıyla proteinler oluşturur.Bu şekilde hücreyi ve dolaylı yoldan organizmayı yönetir.Bu yüzden DNA’nın hasar almamış şekilde gelecek hücrelere ve yavrulara aktarılması çok önemlidir.Fakat günlük hayat içerisinde çeşitli etkenler (sigara,yiyeceklerin içerisindeki kanserojen maddeler,hücre içerisindeki metabolizma sonucu oluşan bazı bileşikler) DNA’yı oluşturan bazların ki bunlar 4 çeşittir (adenin,guanin,timin ve sitozin) kimyasal yapılarını değiştirerek mutasyonlara sebep olurlar.Bu konu hakkında son olarak ileride anlatacaklarımı daha iyi anlamanız için şunu da eklemek istiyorum: Güneş ışınlarıyla Dünya’mıza ulaşan UV ışınları da DNA’mızda hasar yapar ve timin dimerleri dediğimiz 2 adet timin bazının bağ yapmış şekli diye tarif edebileceğim bir yapıyı oluştururlar.


DNA onarım mekanizmalarını aydınlatmak neden Aziz Sancar’ı Nobel’e götürecek kadar önemlidir?
DNA hasar gördükten sonra eğer onarılmazsa hücrelerin gereğinden fazla bölünmesi diye tarif edebileceğimiz kanser hastalığına, hücrenin ölümüne ya da zararlı metaboliklerin üretilmesine sebep olabilir.Aziz Sancar gibi bilim insanlarının DNA onarım mekanizmalarını(çoğul eki kullandım çünkü DNA’yı onarmak için kullanılan birden fazla mekanizma var ve diğer iki önemli mekanizmayı keşfeden bilim insanları 2015 Nobel Kimya Ödülünü Aziz Sancar ile paylaştılar.) keşfetmesi kanser hastalığının tedavisini bulmak için gerçekten büyük önem arz ediyor.

Bugünkü yazım böylece sona erdi.Bu serinin gelecek yazısında UV ışınları altında ölen bakterilerin mavi ışığın altında canlanmasıyla bulunan bir enzimden ‘fotoliyaz’ yada bilim dünyasındaki adıyla ‘Sancar enziminden’ bahsedeceğim.Okuduğunuz için çok teşekkürler…Hepinize mutlu huzurlu günler…


Dipnot:Bu konu ile ilgili benim genel bilgi edinmek için kullandığım kaynak Orhan Bursalının Aziz Sancar Ve Nobel’in Öyküsü adlı kitabı.Kitap gerçekten çok akıcı bir roman ama aynı zamanda da çalışmalar hakkında çok bilgilendirici hepinize tavsiye ederim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder